<p>2500 yıl önce ifade edilen "Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun (Hipokrat)" ifadesi, beslenme ve sağlık arasındaki ilişkinin vurgulanmasında bir kilometre taşı olarak kabul edilirken, güncel beslenme yaklaşımları için de geçerliliğini sürdürmektedir. Kişiye özel beslenme alışkanlıkları; demografik değişkenlere bağlı olarak ivmelenebilen, uzman görüşü almaksızın trend önerilere göre yenilenebilen ve ne yazık ki uzun dönemdeki etkileri göz ardı edilerek mucizevi değişimlerden sorumlu tutulan bir etmendir. Bu nedenle, obezite, yüksek tansiyon, kardiyovasküler rahatsızlıklar, diyabet vb. tanılardaki küresel artışın majör sebeplerinden biri olarak kabul edilmektedir. Popüler söylemlerden ziyade bilimsel verilerden yola çıkan modern tıbbı disiplinlerde gerek akut gerekse kronik birçok şikâyetin tedavisinde ve önlenmesinde, beslenmeyle ilişkili olası tüm faktörlerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği üzerinde durulmaktadır. Çünkü beslenme sadece fiziksel değil, mental ve ruhsal olarak da iyileştirici etkilere sahiptir. Diğer bir ifadeyle, bir rahatsızlığın tedavisinde hastanın şikâyetine en uygun tedaviyi önermekten ziyade, bu şikâyeti tetikleyebilecek tüm faktörlerin göz önüne alınarak temelde yatan sorunun çözümlenebilmesi önem kazanmaktadır. Bu bağlamda hastalığı tedavi edebilecek veya önleyebilecek beslenme alışkanlıklarının yanı sıra bireyin ruhsal, zihinsel<strong> </strong>ve bedensel durumu da ele alınmalıdır. (Buket GÜNEŞER,2023)</p><p><br></p><p><strong>Bakış Açımızı Nasıl Değiştirmeliyiz?</strong></p><p><br></p><p><strong>Kişiye Özel Beslenmeyi Benimsemeliyiz:</strong> Her bireyin beslenme ihtiyaçları farklıdır. Yaş, genetik yapı, yaşam tarzı ve sağlık durumu gibi faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Beslenmeyi belirlemekten çok hastanın uyumu önemlidir.</p><p><br></p><p><strong>Dengeyi Sağlamalıyız:</strong> Sınırları çok keskin diyetler kıtlık bilinci yaratır. Sağlıklı beslenme, yasaklarla dolu bir süreç değil, sürdürülebilir ve dengeli bir yaklaşım olmalıdır. Tek tip beslenme yerine, farklı besin gruplarından yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek en sağlıklı yaklaşımdır.</p><p><br></p><p><strong>Bilimsel Kaynaklara Güvenmeliyiz:</strong> Her duyduğumuz bilgiye inanmak yerine, bilimsel dayanağı olan ve uzmanlar tarafından desteklenen bilgileri dikkate almalıyız.</p><p><br></p><p><strong>Yaşam Tarzımızı Gözden Geçirmeliyiz:</strong> Beslenme, sadece yediğimiz gıdalarla sınırlı değildir. Uyku düzeni, stres yönetimi, fiziksel aktivite gibi faktörler de sağlığımızı doğrudan etkiler.</p><p><br></p><p><br></p><p>Bütüncül beslenme, modern tıbbı reddeden ya da tek bir yöntemi yücelten bir yaklaşım değildir. Aksine, bireyin fiziksel, zihinsel ve çevresel faktörlerini dikkate alarak sağlığını iyileştirmeyi amaçlar. Dolayısıyla, beslenmeye bakış açımızı değiştirmeli ve gerçek anlamda bütüncül bir yaklaşım benimsemeliyiz. En doğru diyet hangisi? sorusu yerine sormamız gereken doğru soru kime? Ne zaman? Ne süreyle? Ne şekilde? Hangi diyet? olmalıdır. Sağlıklı bir yaşam için doğru bilgileri takip etmek, dengeyi sağlamak ve sürdürülebilir beslenme alışkanlıkları edinmek en önemli adımlardır.</p><p><br></p><p><br></p><p><em>DEĞERLİ DYT. DERYA ERSÖNMEZ İLE: BESLENMEDE BÜTÜNCÜL TIBBI YANLIŞ MI ANLIYORUZ? BAKIŞ AÇIMIZI NASIL DEĞİŞTİRMELİYİZ? ÜZERİNE YAPMIŞ OLDUĞUMUZ EĞİTİMDE GÜNCEL BİLGİLERE VE ÇOK DAHA FAZLASINA ERİŞEBİLİRSİNİZ.</em></p><p><br></p><p><br></p><p>Aydeniz-güneşer, B. ve Kahraman, AM (2023). Holistik Beslenme Yaklaşımı: Ruhsal, Zihinsel ve Uluslararası Beslenme. Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 37(2), 551-560. https://doi.org/10.20479/bursauludagziraat.1326580</p>